Anavarza, Şar ve Adana Müzesi gibi tarihi zenginlikler öne çıkmaktadır. Anavarza, Kilikya Bölgesi’nin önemli yerleşimlerinden biridir ve büyük yapılarıyla dikkat çeker. Şar Ören Yeri, Hititler ve Roma dönemlerine ait kalıntılarla tarih kokan bir alandır.
Adana Müzesi, bölgedeki arkeolojik eserleri sergileyen önemli bir mekandır. Diğer müzeler, geleneksel el sanatları, Atatürk’ün ziyaret ettiği ev gibi kültürel zenginlikleri sergiler.
İçindekiler
Toggle1. Anavarza Ören Yeri

Anavarza Ören Yeri, Adana’nın Kozan ilçesi Dilekkaya Köyü sınırları içinde yer almakta ve Kilikya Bölgesi’nin önemli yerleşim yerlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Bir zamanlar “Metropolis” unvanına sahip olan Anavarza, şenlikler ve olimpiyatlara ev sahipliği yapmasıyla ünlüdür. Kent, geniş bir alana yayılan kalıntılarıyla dikkat çeker; kale, mozaikler, hamamlar, kiliseler, zafer kapısı, su kemerleri, kaya mezarları, stadyum ve antik tiyatro gibi yapılar burada bulunmaktadır.
Anavarza, 1143 dönümlük geniş bir alana kurulmuş olup, görkemli tarihi yapıları ile ziyaretçilere büyüleyici bir atmosferdir. Özellikle Zafer Takı, şehrin en etkileyici yapılarından biri olarak bilinir ve Anavarza’nın ihtişamlı geçmişine işaret eder. Bunun yanı sıra, bölgedeki kaya mezarları, mozaikler ve su kemerleri gibi yapılar, antik dönem mimarisinin zengin örneklerini sergilemektedir.
2. Şar Ören Yeri

Şar Ören Yeri, Adana’nın Tufanbeyli ilçesinde, Kayseri il sınırına yakın bir konumda yer alan ve tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış bir ören yeridir. Bu antik kentte, Hitit, Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılar bulunmaktadır. Şar, Hititler döneminde özellikle dini ayinler için kullanılan kutsal bir alan olarak bilinir. Hitit kralları, burayı önemli bir ibadet merkezi olarak tercih etmişlerdir.
Ancak, günümüze ulaşabilen kalıntıların çoğu Roma dönemine aittir. Roma döneminden kalma açık hava tiyatrosunun bir kısmı hâlâ toprak altındadır. Bunun yanında, Bizans döneminden kalma yontulmuş büyük taşlarla inşa edilmiş bir kilisenin ayakta kalan kısmı dikkat çekmektedir. Kilisenin bugün sadece 5 metre yüksekliğinde bir duvarı ayakta kalabilmiştir, ancak bu bile Bizans dönemi mimarisinin izlerini göstermeye yeterlidir.
3. Adana Müzesi

Adana Müzesi, Seyhan ilçesinde Cumhuriyetin ilanından hemen sonra, 1924 yılında kurulmuş olup Türkiye’nin en eski on müzesinden biridir. Müze, ilk olarak çevredeki sütun başlıkları ve lahitlerin toplanmasıyla, o dönemdeki Polis Dairesi’nde kurulmuştur. Halil Kamil Bey, müzenin müdürü olarak atanmış ve onun liderliğinde müze hızla gelişmiştir. 1928 yılında, Taşköprü’nün başındaki ve günümüzde yıkılmış olan Cafer Paşa Camii Medresesi’nde ziyarete açılmıştır. Bu süreçte, müze daha geniş bir koleksiyon ile halkın hizmetine sunulmuştur. 1950 yılında, Adana Kuruköprü Anıt Müzesi’ne taşınarak, burada yeni bir başlangıç yapmıştır.
Tarsus Gözlükule, Mersin Yumuktepe, Misis, Karatepe ve Soğuksutepe gibi höyük ve iskân yerlerinde yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen eserlerle doludur. Müze, Adana ve çevresinden toplanan eserlerin yanı sıra, birçok tarihi döneme ait zengin bir koleksiyona sahiptir. Prehistorik dönem eserlerinin yanı sıra Hitit, Asur, Fenike, Frig, Arkaik, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait pek çok eser sergilenmektedir.
Müzede, heykeller, kitabeler, lahitler, steller ve mimari parçalar gibi taş eserlerin yanı sıra, pişmiş topraktan yapılmış çanak ve çömlekler, çeşitli kaplar, silindir ve damga mühürler, sikkeler ve diğer arkeolojik buluntular da yer almaktadır.
4. Adana Kuruköprü Anıt Müzesi ve Geleneksel Adana Evi

Adana Kuruköprü Anıt Müzesi ve Geleneksel Adana Evi, Seyhan ilçesinde Adana’nın tarihi ve kültürel zenginliklerini sergileyen önemli bir mekandır. Bu müze, 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı sonrası, özellikle Anadolu kentlerinde artan kilise inşaatlarının bir yansıması olarak Rum cemaatinin 1845 yılında yaptırdığı yapıda konumlanmıştır. Bu dönem, Gayrimüslim toplulukların kendi kendilerini yönetme ve okul, ibadet yerleri inşa etme imkânı bulduğu bir süreçtir.
Müze, 1924 yılında Adana Eski Eserler Müzesi olarak kurulmuş ve arkeolojik zenginliklerin sergilenmesi amacıyla oluşturulmuştur. Müze müdürlüğü için Halil Kâmil Bey, halk arasında “Alyanak” lakabıyla tanınan bir isim olarak atanmıştır. Başlangıçta, müze binası için Taş Köprü’nün yakınındaki Cafer Ağa Medresesi uygun görülmüş, ancak bu yapı kullanılamayacak hale geldiği için yıkılmıştır. Sonrasında, müze Rum Kilisesi’ne taşınmıştır ve bu yapı, Adana’nın kültürel mirasını korumak ve sergilemek için önemli bir merkez haline gelmiştir.
5. Adana Olgunlaşma Enstitüsü Müze ve Sergi Salonu

Adana Olgunlaşma Enstitüsü Müze ve Sergi Salonu, Seyhan ilçesinde 1972 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak kurulmuştur. Enstitünün misyonu, geleneksel el sanatlarını korumak, yaşatmak, modernize etmek ve gelecek kuşaklara aktarmaktır.
Bu kapsamda, 250 metrekarelik bir alana sahip müze ve sergi salonunda, sanat tasarım, el sanatları, seramik ve nakış atölyelerinde tamamen el işçiliği ile üretilmiş toplamda 370 adet seçkin ürün sergilenmektedir.
6. Adana Atatürk Evi Müzesi

Adana Atatürk Evi Müzesi, Seyhan ilçesinde geleneksel Adana evlerinin tipik özelliklerini yansıtan önemli bir yapıdır ve tescilli taşınmaz kültür varlığı olarak kabul edilmektedir. Bu konak, dönemin en iyi sivil mimarlık örneklerinden biri olarak öne çıkmaktadır. 15 Mart 1923 tarihinde Atatürk ve eşi Latife Hanım, Adana ziyaretleri sırasında Ramazanoğlu Suphi Bey’e ait bu konakta ağırlanmışlardır.
Atatürk Bilim ve Kültür Merkezi Müzesi Koruma ve Yaşatma Derneği’nin önderliğinde, zamanın Kolordu Komutanı Bedrettin Demirel’in desteğiyle, halkın yardımlarıyla kamulaştırılıp restorasyonu gerçekleştirilen bina, 1981 yılında Müze Müdürlüğü’ne bağlı bir birim olarak ziyaretçilere açılmıştır.