Hatay Arkeoloji Müzesi, Roma ve Bizans mozaikleriyle göz kamaştırırken, Saint Pierre Kilisesi, Hristiyanlığın ilk kilisesi olarak önemli bir durak. Harbiye Şelalesi’nde doğanın huzurunu keşfedin, Titus Tüneli ve Beşikli Mağara’da antik dönem izlerini sürün.
Habib-i Neccar Camii ve Payas Kalesi, tarihi dokuyu hissettirirken, Samandağ Çevlik Plajı’nda güneşin tadını çıkarın. İskenderun Deniz Müzesi’nde denizcilik tarihine tanıklık edin, Hıdırbey Musa Ağacı’nda ise doğanın büyüsüne kapılın.
İçindekiler
Toggle1. Hatay Arkeoloji Müzesi

Hatay Arkeoloji Müzesi, Antakya ilçesinde bölgedeki kazılarda çıkan eserleri koruma amacıyla 1939 yılında inşa edilmiş ve 23 Temmuz 1948’de Hatay’ın Anavatan’a katılışının 10. yıl dönümünde ziyarete açılmıştır. Sekiz sergi salonu ve müze bahçesindeki açık hava sergileri ile geniş bir koleksiyona sahiptir.
Özellikle 2000 yılında tamamlanan Lahit Salonu dikkat çekicidir. Müze, toplamda beş depoya ve 1140 metrekarelik bir oturma alanına sahiptir. Sergiler, 984 metrekarelik alanda sunulmaktadır. 2011 itibarıyla 35.433 eserin sergilendiği müze, özellikle Roma ve Bizans dönemi mozaikleriyle dünya çapında ün kazanmıştır.
2. Saint Pierre Kilisesi

Antakya–Reyhanlı yolu üzerinde, kente 2 km uzaklıkta ve Habib-i Neccar Dağı yakınlarında bulunan Saint Pierre Kilisesi, doğal bir mağara üzerine eklemelerle dönüştürülmüş tarihi bir yapıdır. İsa’nın 12 havarisinden biri olan Saint Pierre, M.S. 29-40 yılları arasında Antakya’ya gelmiş ve Hristiyanlığı yaymaya çalışmıştır.
İlk dini toplantının yapıldığı bu kilisede cemaat, ilk kez “Hristiyan” adını almıştır. Bu nedenle Saint Pierre Kilisesi, Hristiyanlığın ilk kilisesi olarak kabul edilmektedir.
3. Harbiye Şelalesi

Harbiye Şelalesi, Defne ilçesinde M.Ö. 195 yılında Dünyada olimpiyat niteliğindeki ilk festivalin yapıldığı bölgede, Hatay’ın çağlayanlar bölgesinde yer alır. Antakya’ya 8 km uzaklıkta bulunan bu bölge, şelaleleri ve temiz havası ile ünlüdür.
Platonun güneyinden fışkıran kaynaklar, şelaleleri oluşturup Asi Nehri’ne karışır. Harbiye, heykelcilik ve turistik eşya üretimiyle dikkat çekerken, yörede defne sabunu ve ipekçilik de yaygındır. Arkeolojik buluntular, bölgenin M.Ö. 4500-3000 yılları arasında yerleşim yeri olarak kullanıldığını göstermektedir.
4. Titus Tüneli ve Beşikli Mağara

Hatay’ın Samandağ ilçesi Çevlik ören yeri yakınında bulunan tünel, İ.Ö. 1. yüzyılda yapılmıştır. Roma İmparatoru Vespasian, dağlardan inen sel ve taşkınlardan korunmak amacıyla şehrin etrafını dolanacak bir tünelin yapımını emretmiştir.
Bu tünel, akıntıların yönünü değiştirerek yaşamı tehdit eden sel ve taşkınlardan korumayı amaçlamıştır. İnşaat, İ.S. 69 yılında başlamış ve İ.S. 81 yılında Vespasian’ın halefleri ve oğlu Titus tarafından tamamlanmıştır.
5. Habib-i Neccar Camii

Habib-i Neccar Camii, Antakya’da bulunan ve 638 yılında inşa edilen tarihi bir camidir. Müslüman Arapların bölgeyi fethetmesinin ardından yapılan bu cami, İslam’ın Anadolu’daki ilk yapılarından biridir. Bugünkü Türkiye sınırları içinde inşa edilen ilk cami olarak kabul edilen Habib-i Neccar Camii, tarihsel ve kültürel açıdan büyük bir öneme sahiptir.
Cami, mimari özellikleriyle de dikkat çeker. Yapının hem İslam kültürüne hem de bölgenin zengin tarihine olan katkısı, onu sadece dini bir yapı değil, aynı zamanda önemli bir kültürel miras haline getirmiştir. Antakya’nın simgelerinden biri olan cami, hem yerel halk hem de ziyaretçiler için önemli bir ibadet ve turistik mekandır.
6. Darb-ı Sak Kalesi

Darb-ı Sak Kalesi, Hatay’ın Kırıkhan-Hassa yolunun kuzeyinde, küçük bir tepe üzerinde konumlanmıştır. Sarp ve kayalık bir bölgede yer alan kale, tepenin zayıf noktalarına surlar yapılarak güçlendirilmiştir.
Kale duvarları zamanla büyük hasarlara uğramış olsa da, bazı kısımları günümüze kadar ulaşabilmiştir.
7. Vakıflı Köyü

Vakıflı Köyü, Türkiye’deki tek etnik Ermeni köyü olarak bilinir. Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı olan bu köy, Musa Dağı’nın eteklerinde, Akdeniz’e bakan bir konumda yer alır ve Suriye sınırına oldukça yakındır.
Yaklaşık 130 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Ermeninin yaşadığı köy, hem tarihi hem de kültürel açıdan önem taşır.
8. Payas Kalesi

Payas Kalesi, Hatay’ın Payas ilçesinde, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi’nin batı kısmında, kıyıdan 700 metre uzaklıkta yer alır ve etrafı hendekle çevrilidir. Külliyeye çok yakın olan bu kale, fiziki konumu itibariyle külliyenin doğu kanadındaki kervansarayla simetrik bir denge oluşturur. Mimar Sinan’ın, külliyenin planını tasarlarken kaleyi de hesaba kattığı ve kaleyi külliyenin bir parçası gibi değerlendirdiği düşünülmektedir. Hem askeri hem de mimari açıdan önemli olan Payas Kalesi, Osmanlı dönemine ait güçlü savunma yapılarından biridir.
Payas Kalesi, Hatay’ın Payas ilçesinde, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi’nin batı kısmında, kıyıdan 700 metre uzaklıkta yer alır ve etrafı hendekle çevrilidir. Külliyeye çok yakın olan bu kale, fiziki konumu itibariyle külliyenin doğu kanadındaki kervansarayla simetrik bir denge oluşturur. Mimar Sinan’ın, külliyenin planını tasarlarken kaleyi de hesaba kattığı ve kaleyi külliyenin bir parçası gibi değerlendirdiği düşünülmektedir. Hem askeri hem de mimari açıdan önemli olan Payas Kalesi, Osmanlı dönemine ait güçlü savunma yapılarından biridir.
9. Antakya Ortodoks Kilisesi
Antakya’da Hürriyet Caddesi’nde yer alan Ortodoks Kilisesi, 1860’lı yıllarda inşasına başlanmış, ancak 1872 depreminde yıkılmıştır. Üç semavi dinin buluşma noktası olarak bilinen Antakya’da, kilisenin yapımına 19. yüzyılın sonlarında yeniden başlanmış ve 1900 yılında ibadete açılmıştır.
Dikdörtgen planlı bu kilisenin sağ tarafında bir çan kulesi bulunur ve avlusu revaklarla çevrilmiştir. Mimari güzelliği ve tarihi önemiyle dikkat çeken kilise, günümüzde de ibadete açık olup hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
10. İskenderun Deniz Müzesi

İskenderun Deniz Müzesi, İskenderun ilçesinde Türk denizcilik tarihini, İskenderun’un geçmişini ve Hatay’ın Türkiye’ye katılış sürecini halka ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla 26 Haziran 2009 tarihinde açılmıştır.
Türkiye’nin 3. deniz müzesi olan bu müze, zengin koleksiyonu ve sergilediği denizcilik eserleriyle önemli bir kültürel merkezdir.
11. Samandağ Çevlik Plajı

Samandağ Çevlik Plajı, Hatay’ın Samandağ ilçesinde yer alan güzel bir plajdır. Akdeniz’in temiz ve berrak sularında yüzme keyfi sunan bu plaj, doğal güzellikleri ve sakin atmosferiyle bilinen destinasyondur.
Çevlik Plajı, deniz, kum ve güneşin tadını çıkarmak isteyenler için ideal bir mekandır. Plaj çevresinde çeşitli kafe ve restoranlar bulunur.
12. Alexandretta Antik Kenti
Alexandretta Antik Kenti, günümüz İskenderun olarak bilinen bölgededir. Antik dönemden günümüze çok az kalıntı ulaşmıştır. Şehir merkezindeki bazı tarihi binalar ve Antakya’dan İskenderun’a girişteki liman kalıntılarına ait duvarlar hala mevcut durumdadır.
1973 yılında Esentepe’de yapılan kazılarda, Alexandretta’nın kalıntılarına ulaşılmış ve Büyük İskender’in bir büstü bulunmuştur.
13. İssos Harabeleri
İssos Harabeleri, Dörtyol ilçesi ile Erzin (Yeşilkent) arasında, İskenderun-Adana karayolunun batısında yer alan tarihi kalıntılardır. Aslında bir Pers şehri olan İssos, Büyük İskender ile İran İmparatoru III. Darius’un savaşına sahne olmuş önemli bir tarihi mekândır.
Günümüzde sessizliğe bürünmüş olsa da, İssos’un kalıntıları, geçmişin izlerini taşır. Özellikle 1-2 km uzunluğunda ve yer yer 7-8 m yüksekliğe ulaşan su kanalları, Cenevizli gemicilerin Akdeniz’e su iletmek amacıyla Amanoslar eteklerinden gerçekleştirdiği projelerin izleridir. Bu mimari yapı, İssos’un tarihsel mirasının önemli bir parçasıdır.
14. Cin Kulesi

Cin Kulesi, Hatay’ın Payas ilçesinde yer alan tarihi bir yapıdır. İnşa tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, Cenevizliler veya Haçlılar tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Kule, denizle Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi arasındaki en yüksek tepeye inşa edilmiştir. Savunma amacıyla kullanılan bu yapının, bölgedeki saldırılara karşı stratejik bir gözlem noktası olarak önemli bir rolü olmuştur.
Tarihi boyunca, pek çok yerel ve dışsal tehditten korunmak amacıyla kullanılan kule, bölgenin askeri tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bugün, Cin Kulesi, yalnızca bir gözlem kulesi olarak değil, aynı zamanda bölgenin zengin tarihini yansıtan bir kültürel miras olarak da ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
15. Yavuz Sultan Selim Kervansarayı
Yavuz Sultan Selim Kervansarayı, Hatay’ın Belen ilçesinde tarihi bir yapıdır. II. Selim tarafından yaptırıldığı bilinse de, halk arasında Yavuz Sultan Selim tarafından inşa edildiğine inanılmaktadır. Günümüzde kervansaray, kahvehane ve otel olarak kullanılmakta olup, tarihi özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir.
Bu yapının geçmişteki ihtişamı ve işlevi, zaman içinde değişmiş ve günümüzde çeşitli ticari faaliyetlere ev sahipliği yapmaktadır. Kervansaray, tarihsel mirası ve yapısal özellikleriyle dikkat çeken bir mekan olarak yerel tarihteki önemini korumaktadır.
16. Bakras Kalesi

Bakras Kalesi, İskenderun-Antakya karayolunun 27. kilometresinde, Bakras Köyü (Ötençay) çevresinde, Amanos Dağları’nın eteklerinde yer alan bir karakol şatosudur. Helenistik dönemde inşa edilen kale, özellikle Arabistan yolunu kontrol altında tutma işleviyle önem kazanmıştır.
Çeşitli dönemlerde onarımlar görmüş olan bu kale, Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sırasında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Kalenin üzerinde bir kilise de bulunmaktadır.
17. Mancinik Kilisesi
Mancinik Kilisesi, Dörtyol’un güneydoğusunda, Amanos Dağları üzerinde yer alan tarihi bir Ermeni kilisesidir. Ormanlar arasında bulunan bu kiliseye yalnızca yaya olarak ulaşılabilir. Doğayla iç içe, zengin bir tarih ve manzara sunan Mancinik Kilisesi, hem tarih meraklıları hem de doğa severler için ilgi çekici bir ziyaret noktasıdır.
18. Şalen Kalesi
Şalen Kalesi, Hatay ilinin Kırıkhan ve İskenderun ilçeleri arasında, Amanos Dağları’nın yüksek ve kayalık bir bölgesinde yer alır. Helenistik döneme kadar uzandığı düşünülen kale, tarih boyunca pek çok medeniyet tarafından kullanılmıştır.
Bizans ve Haçlılar dönemlerinde de stratejik bir nokta olarak işlev görmüştür.
19. Yunus Sütunu
Yunus Sütunu, Hatay’ın İskenderun ilçesi ile Payas arasında, İskenderun şehrinin giriş kapısının kalıntıları arasında yer alır. Bu tarihi yapı, halk arasında Yunus Peygamber’in yunus balığının karnında karaya çıktığı yer olarak kabul edilir ve bu inanç, bölgenin kültürel mirasında önemli bir yer tutar.
Yunus Sütunu, sadece dini anlamda değil, aynı zamanda tarihi açıdan da büyük bir öneme sahiptir. İnanç ve geleneklerin harmanlandığı bu yapı, bölgedeki eski yerleşimlerin izlerini taşıyan önemli bir simge haline gelmiştir. Yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetler tarafından kullanılan bu alan, bugün de hem turistik hem de dini bir cazibe merkezi olarak ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
20. Hıdırbey Musa Ağacı

Hıdırbey Musa Ağacı, Hatay’ın Samandağ ilçesinde bulunan ve 3 bin yıllık geçmişe sahip olduğuna inanılan görkemli bir ağaçtır. Rivayete göre, Hz. Musa asasını toprağa dikmiş ve bu asanın ölümsüzlük suyuyla yeşerip büyümesiyle Musa Ağacı oluşmuştur.
Doğal güzelliği ve heybetiyle dikkat çeken bu ağaç, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeker. Efsaneleri ve tarihi dokusuyla Hıdırbey Musa Ağacı, hem manevi hem de doğal açıdan zengin bir miras olarak kabul edilir ve Hatay’ın önemli simgelerinden biri haline gelmiştir.